30 Mart 2012 Cuma

The Beggar and the Diamond / Takdir-i İlahi - Stephen King

YAZARIN NOTU: Bu küçük öykü -aslı bir Hindu kıssasıdır- bana ilk kez New York, Scarsdale’li Bay Surendra Patel tarafından anlatıldı. Serbest bir uyarlama yaptım ve başkarakterlerin Efendi Şiva ve karısı Parvati olduğu öykünün asıl halini bilenlerden özür diliyorum.

Günlerden bir gün, başmelek Uriel asık suratla Tanrı’nın huzuruna çıktı. Tanrı “Ne o, canını sıkan bi’şey mi var?” diye sordu.

“Çok üzücü bi’şey gördüm,” diye yanıtladı Uriel, ve sonra ayaklarının arasını gösterdi. “Aşağıda”

“Yeryüzünde mi?” diye gülümseyerek sordu Tanrı. “Amaan, orada üzüntüden bol ne var! Eh, bi’ bakalım neymiş?”

Birlikte eğildiler. Bir hayli aşağıda, Chandrapur’un arka mahallelerinde, bir kır yolunda ağır aksak ilerleyen pejmürde bir beden gördüler. Pek zayıf bir adamdı, bacakları ve kolları yara bere içindeydi. Köpekler onu sürekli kovalıyorlardı, havlıyorlardı; ama adam, topuğundan ısırdıkların da bile dönüp değneğiyle onlara vurmuyordu; sadece, sağ ayağının üstüne basa basa, güçlükle yürümeye devam ediyordu. Bir anda bir sürü güzel yüzlü besili çocuk, yüzlerinde habis gülümsemelerle, büyükçe bir evden taşarak çıktılar ve zavallı adam elindeki boş dilenci çanağını onlara uzattığı vakit onu taşa tuttular.

“Defol git, seni iğrenç şey!” diye bağırdı bir tanesi. “Tarlalara defol ve geber!”

O an, başmelek Uriel gözyaşlarına boğuldu.

21 Mart 2012 Çarşamba

Katil Ichi / Ichi The Killer / Koroshiya 1


 
Yapım:
2001  -  Japonya 
Tür:
AksiyonDramGerilimKomediKorkuSuç
Süre:
129 dakika
Yönetmen:
Oyuncular:
Müzisyen:
Görüntü Y.:
Senaryo:
Yapımcı:

Ichi The Killer / Koroshiya 1 
 
Uyarlandığı çizgi romana müthiş bir sadakat gösterir bu iç kaldıran film. Neredeyse kare kare işler çizgi romanı. Bu seçim tabii ki hikâyenin sarkmamasına ve tıkır tıkır işlemesine sebep olur. Filmin çok da karmaşık olmayan konusu şöyledir: Yakuza çetelerini birbirine düşürmeyi amaçlayan Jijii ve ekibi, aslında çok saf ve ruhsal açıdan savunmasız olan Ichi'yi, özel yeteneği yüzünden katil olarak kullanırlar. Ichi bir japon yakuza patronunu öldürünce patronun sağ kolu olan Kakihara da kayıp patronunun izini sürerken onu Ichi'nin öldürdüğünü öğrenir ve onun peşine düşer.

Bu basit konu sürerken psikolojik açıdan aşırı derecede sorunlu iki film kişisinin olağan dışı katliamlarını izleriz. Bu film kişileri, zihinlerinin derinliklerindeki doyurulmamış ve zamanla karmaşıklaşmış arzularını ve eksikliklerini öldürme duygusuna koşut bir şekilde doyurmaya çalışırlar. Arzularının esiri olmasına rağmen onları yönetebilecek kadar dirayetli olan Kakihara filmde en çok dikkat çeken kişidir. Ichi, Kakihara’ya göre daha bilinçsizdir, hastadır, handiyse bir hayvana denk düşer. Ichi öldürdüğü ve parçaladığı insanlar yüzünden büyük bir pişmanlık duyar her seferinde, hatta ağlar. Mastürbasyon sonrası duyulan pişmanlığa benzer bu pişmanlık. Zaten cinsel hazzının öldürme anında yükselmesi de bunu kanıtlar. Öldürmek istemez ama arzularına da engel olamaz. Kakihara ise tamamen kontrollüdür ve sapkın arzularının zirvesini acı çekmekte bulur. Kakihara da cinselliğe koşut olarak yaşar doygunluk arayışını. Onun bu zirve arayışı Ichi’de can bulur. Zaten bir süre sonra patronunun katili Ichi’yi değil de nihai orgazmını, acının en üst seviyesini kendisine yaşatacağını düşündüğü yegâne kişi olan Ichi’yi bulmaya adar kendini. Tüm bu kanı, vahşiliği ve bağırsağı gösterirken Takashi Miike’nin özellikle üstünde durduğu seçim ise benim yukarıda yaptığım çıkarımlarla alay etmektir. Gözümüze soka soka anlatır bütün bu vahşiliklerin kişilerin zihnindeki köklerini. Neredeyse yapay sebepler göstererek bu sapkın cinayetlerin asıl sebeplerini asla bilemeyeceğimizi duyurur.